Erzurum’da meşhur bir deyimdir:
“Herkes sakız çiğner ama biz şoşartırız” diye…
Hakikaten de öyle…
Bazen eleştirinin dozunu öyle kaçırıyoruz ki; dudaklarımızdan dökülen cümleler bir de bakmışız hakarete dönüşmüş…
Bu mevzuya şunun için girdik:
B.B. Erzurumspor’un geçtiğimiz hafta sonunda Konyaspor karşısında mağlup olmasının yankıları bugün olmuş devam ediyor…
Tamam, o maçın aslında Erzurumspor’un hakkı olduğu görüşünde hemfikiriz hepimiz…
İyi oynadık…
Mücadele ettik…
Ve fakat sonuç arzu ettiğimiz gibi olmadı…
Ayrıca şu da bir hakikat ki; iyi oynuyor ya da mücadele ediyor olmak çoğu zaman yeterli olmayabiliyor… Tıpkı Erzurumspor’un Konyaspor karşısında verdiği mücadele gibi…
Her neyse…
Gelelim şu eleştiri mevzuuna…
Bu hususta herkesin iyi ya da kötü bir fikri olabilir; herkes her şeyi de konuşabilir; buna kimsenin itirazı yok zaten… Ancak “eleştiri yapacağım” derken, eşeğin kulağına suyu kaçıranlar için söylenecek hayli çok sözümüz olur…
Futbolu sevebilirsiniz…
Erzurumspor’u da…
Ama sırf seviyorsunuz diye ne bu takıma, ne bu takımın hocasına ve ne de bu takımı yönetenlere hakaret etme hakkına sahip değilsiniz…
Neymiş, sıfırın altında 20 derece soğukta maça gelmişmiş…
Gelmeseydin!
Seni zorla mı götürdüler oraya?
Neymiş, maç bileti satın almak için para vermişmiş…
Vermeseydin!
Hatta söyleseydin, verdiğin paranın iki katını sana geri verseydik de, oturmak için kullandığın organınla ağzın yer değiştirmeseydi keşke…
Yapmayın beyler!..
Etmeyin!..
Bu takım hepimizin…
Bu takım Erzurum’un…
Top yuvarlaktır, e biraz da şans işidir futbol…
Şansınız yaver gitmeyebilir, işler planladığınız gibi de yürümeyebilir; üstelik bu durumda bile herkes istediği her eleştiriyi yapabilir…
Ama hakaret nedir ya!..
Küfür nedir Allah aşkına!..
Yakışıyor mu yani?
Ya da küfürleri birbiri ardına saydırınca yoluna giriyor mu işler?
Girmiyor elbette…
Girmediği gibi ortaya çapsız, kalitesiz, cahil ve yontulmamış tahta misali bir taraftar profili çıkıyor…
Açıkçası bu bizim hoşumuza gitmiyor…
Peki, sizin hoşunuza gidiyor mu?
Yazar : Samet ÖZÜNAL